Vagonlar geliyor sallanarak
Kömürcü ismail
-Usta!
Alaeddin döndü kömürcü Ismail'e
-Ne var Ismail?
-Usta ne olacak bu harbin sonu?
Alaadin
-Iyi olacak
Kömürcü ismail
-Nasil yani?
Alaadin
-Yemekli vagonda raki içecegiz
Kömürcü ismail
-Biz mi?
Alaadin
-Biz
Kömürcü ismail
-Kömürü kim atacak? kim sürecek makineyi?
Alaadin
-Onu da biz
Kömürcü ismail
-Alayi birak usta, kim Kazanacak?
Alaadin
-Biz
Ismail hiçbir sey anlamadiysa da üstelemedi
Çok siyah ve çok kalin kaslariyla oynadi biraz, sonra:
Kömürcü ismail
-Ustam dedi, bir sualim daha var
Su gördügün raylar dolanir mi bütün dünya yüzünü?
Alaadin
-Dolanir
Kömürcü ismail
-Demek ki harp olmasa, ama yalniz harp degil,
hudutlarda sorgu sual sorulmasa,
raylarin üzerine saldik mi makineyi
dünyanin bir ucundan öbür ucuna varir
Alaadin
-Deniz dedi mi durur
Kömürcü ismail
-Gemilere binersin
Alaadin
-Tayyare daha iyi
Ismail güldü
Kirikti ön dislerinden biri
Kömürcü ismail
-Ben tayyareye binemem usta, anamin vasiyeti var
Alaadin
-Tayyareye binme, diye mi?
Kömürcü ismail
-Hayir karincayi bile incitme, diye
Alaeddin kocaman elini vurdu çiplak uzun ensesine Ismail'in:
Alaeddin
-Sen ne hafiz oglusun!
Zarar yok ulan, yine de bineriz tayyareye,
adam öldürmek için degil
gökyüzünde püfür püfür safa sürmek için…
Simdi sen hele atesi bir süngüle
Mahkum Fuat gördü ve bir daha unutmayarak derinde iki
Atlisiyla uzaklara büyük sehrine dogru giden yolu.
Ve gözünde ilk defa kaybettiginden
Istanbul'u basladi birdenbire kendi evinde anlatmaya:
Fuat
-”Dedem, dedi” Benim dedem bir açayip adammis
Bahriyede kolagasi
Evde bir tek fotografi var.
Belli ki sivri uzun fesih altinda usturayla kazinmis
koca kafasi. Mürteci müthis.
Düsün ki mesrutiyet olunca sultan Hamid'e yeminliyim
diye nikah tazelemis.
Zaten üç yil sonra tekaüt ve kulaksiz'da bakkal
Sonra 338′de ölüyor istanbul'un kurtulusunda. Birinci tesrin ayi.