1946'nın yazında
Baladız'ın harmanları savrulur
Demir Arif toprağında tozunda
Ecel gelmiş kuşlar gibi çevrilir
Çevrilir ağam
Haciz geldi ocakları bozuyor
Kimi vergi kimi sorgu yazıyor
Can dayanmaz kul canından beziyor
Böyle olursa demir kalmaz sivrilir
Sivrilir ağam
Akıl ermez şu feleğin işine
Ağa olmak, paşa olmak boşuna
Bir taş değer gelir bir gün başına
İnsan oğlu baki değil devrilir
Devrilir ağam