Artık bahar yok kapımızda. Artık bahar yok kapımızda, sen yoksun. Ne gök kandilleri yanıyor etrafımızda, ne sebil çeşme akıyor ayağını uzatarak. Zoruzor bir tayf vuruyor bir yanımdan. Her tarafım biraz mor biraz lacivert. Sen gelirdin de adımı ünlerdin, adım Ahmet. Bir gün yeğenim olurdun, öbürgün amcaoğlu olurdum sana. Ne çok severdin şiirlerimi. Kimse bilmezdi ellerim neden şakaklarımda. Ellerim ki sarıydı biraz. Biraz kırmızı, habis bir kor girmişti koynuna. Sevgine inat sevecen. Ama ama severdin sebil çeşmeyi. Mezar başında bir demet karanfil. Artık bahar yok kapımızda. Sen yoksun. Fecrin tomurcukları üzerimizde açmayana dek dönmeyeceksin. Sen gittin biz kaldık gülü açılmadık. Topukların beyazdı biraz karlıydı başın. Ellerinde güvercinler geçti ansızın leylak mevsimi. Bir gün bitme gibi sen gittin beni burda beni burda bu sararmış güz yaprakları arasında bıraktın. Artık bahar yok kapımızda, sen yoksun. Sel gibi akıp giden bir cadde, seni alıp götürdü bir Cuma günü. Geçtin ve göz kırptın. Çatladı hüzünden çiy taneleri. Uzaklara çok uzaklara giden adımına. Göksu tepesine selviler arasına. Artık bahar yok kapımızda, sen yoksun. Fecrin tomurcukları üzerimizde açmayana dek dönmeyeceksin