Ben 20-45. Tarlabaşına hemen, hemen, hemen bir ambülans!
Taksim'de bir sabah, İstiklal'de sis var
Ve bu insanlar... Sanki bi'şeyler var
Sanki sabah olmamış, sanki sabah olmuyor
Akşamdan kalan sarhoşlar, sokağı kolluyor
Yürüyorum, aklım, karışmış, burdayım
Durmayın, diyorum, saldırın, zaten yanmışım
Ansızın siren çalıyor, bi'şeyler oluyor
Ölmek istemiyor, sanki birbirine yapma diyor
Travestiler bakıyor, o kurşununu sıkıyor
Bunlar oluyor, şehrimde rutin bir sabah
İtin biri bekliyor, kırmızı ışıklarda
Ama insanlar beklemiyor, ölüme atlıyor
Şimdi girdim bi' ara sokağa
Kafamı kaldırıp bir baktım
Gökyüzünde esrar dumanı
Sevgilim beni kurtar!
Savaş çanları çaldı deli gibi
Sabaha karşı üç buçukta kalkıp yazdım
Sanki sahneye beni itekledi biri
Seyircilere son bi'kez bakıp işimi yaptım
Taksim'de bir sabah, Kadıköy akşam
Yine akşamcılar kahvesinden dökülen oldun yaşam
Habersiz ihtiras ve virane divan
Akan biran, kafası güzel ihtişama sarkan
Arka sokaklar zaten bağ-bahçe
Hayale tutulan herkes gelir olmuş
Pes ettim.
Bayan mı desem, yoksa bay-bayan mı?
Felekten gezenler mi, felaketten yorulanlar mı?
Karışık olanlar mı ya da kaçarken soluklananlar mı?
Gördün mü ki sen hiç? Daha sabahlamamışsın ki p*ç!
Ekşi izmaritler içilir, bilir misin hiç?
Hayat var ama dar sokakların adı sessiz
Yerde torbalar, gayrımeşru, belli belirsiz
Gazetenin altında umumi yatağın bilinmeyen feleksiz
Lambanın altında sabahlayan umutsuz
Saat üç buçuk sıralarında ölmüş şarapçı
Bir yanda Rus peşinde Mercedesli sanatçı
Öteki yandan da aç gezen zanaatçı
Durulmayan ben, ben kadim
Sarf edin, namüsait dilim
Deli değilim, götürmeyin beni burdan
Otobüsle evime döneyim bari...
Çok güzel oldu p.ç!
Savaş çanları çaldı deli gibi
Sabaha karşı üç buçukta kalkıp yazdım
Sanki sahneye beni itekledi biri
Seyircilere son bi'kez bakıp işimi yaptım