huzur içinde yat
artık vakit dar
dizlerin üşürse pembe şalı gör ve sar
malzemesi çürük boş bir çocuk parkı bul
salıncakta üşü, derin çizgilerden kurtul
dökülen son sözler her zaman buruktur
şimdi en yalın halin birazcık istanbul
öykünür dudakların tabii ki, sökülür canın
öyküdür dudakların ve mırıldanır şarkımı
boynundan omzuna dökülen çığlık gibidir sırça ses tonun şimdi
yitirmiştir fiziksel, en ilkel nefsi
parmak uçlarını, bir de sosyoloji bilimini
mistik ve tinsel bir fantastik filmini
emek kadar madun, ekmek kadar mağdur
"ne olacaksa olsun lan" derken bile mağrur
parmak aralarına gece dokunur onun sık sık
konuşamam, sözlerimi kurşunlar sıksın
susar şimdi şarkılar
"öyle birisi yok ki burada"
uyuşur duvarlar intiharın ortasında
kalp ağrımız da "daha sabaha çok var"
yumruk oldum kendi kendime, burada olsan
ölüm kasıtlıdır, pencereler kilitli
dolap gözlerinde korku saklamıştı gizli gizli
miladı doldu sözlerin, of benim canım
deniz gibi gecenin bi" vakti çekildi kanım.