Onu alnından tanırdım
secde iziyle yaralı alnından
ve hiç kurumayan gözlerinden tanırdım
karanlıkları yırtan ışığıyla
kartalları kıskandıran bakışıyla
hiç kurumayan yaşlı gözlerinden tanırdım
yağmur gibi duaları vardı seher vakti
şehadet için yakarırdı
ağlardı
gök yarılacak sanırdım kuşların dinlediği dualarından
dağlar eriyecek yalvarışından sanırdım
bosnaya gittiğini duyduk bir gün
çoluğunu çocuğunu bırakmıştı,
bir seher vakti
gerek yoktu dedi kimimiz
kimimiz ardından ağladı
sonra geri döndü
kaybolan tılsımlı bir ışık gibi döndü
ansızın bir akşam vakti karşımızda
ağlıyordu
sanırdık kuşlarda ağlıyordu
sağ elini gorajde'de bırakmıştı gördük ki
sol ayağını bihaç'ta
uykuyu bırakmıştı şehadet tutkusuyla
ağlıyordu
dağlar bu defa erimişti yakarışından
şehit olamadım diyordu
sonra yine kayboldu bir akşam üstü
iz bırakmadan anasıyla kucaklaşmadan
dünyaya küsmüştür diyecek oldu kimimiz
kimimiz ardından ağladı
öğrendik ki karabağda görülmüş bir süre
bir süre keşmirde
bir zaman filistin'de
sonra yine bosna'ya dönmüştü
duyduk ki komutandı
ondört yaşlarında delikanlıların
komutanıydı
on dört gün aç savaşmıştı
şehit adayı diye anıyorduk artık onu
işimizin uzmanı biz mücahidler
yeni elbiselerimizle
arabamızla, evimizle
henüz fırsat bulamamıştık
fırsat bulamamıştık işimizden
onu anmaya zaman kalmıştı sadece
yüreğimizde,
adı kalmıştı dilimizde
bir gece vaktıi döndü, sonra
ağlıyordu
gökyüzü mutlaka çatlamıştı bu defa
kuşlarda gözyaşı kalmamıştı
bir kolu yoktu artık farkettik
bir bacağı yoktu
ve saçları yanmıştı belli ki kahpe alevlerden
sanırdık ateş utanmıştı
sular utanmıştı
bir de biz arkadaşları
nerede bıraktığını soramadık
susuyorduk
soramadık ne yaptığını
tekrar kaybolduğunda şaşırmadı hiçbirimiz
tanımadığımız bir arkadasşıyla gitmişti
dağları aştıklarını söylemişti bir görgü şahidi
çevresinde ışık olduğunu söylemişti
çok ateşliydi dedi kimimiz onun için
kimiziz aceleciydi dedi
çeçenistan'dan haberi geldi sonra
şehit düşmüştü
hiç korkmamıştı
gülümsediğini söyledı görgü şahitleri
bize dua ettiğini söyledi
çocukları ne olacak dedi kimimiz
ihtiyar anası ne olacak
kimimiz arkasından ağladı
oysa daha neler yapacaktık onunla
acele etmeden, güçlenerek kurtarıcı fikirler üretecektik daha
tezler geliştirecektik
yaşayacaktık daha çoluğumuzla çocuğumuzla
duyduk ki şimdi meleklerle geziyormuş,
sabahları dua ediyormuş işimizin uzmanı bizlere
yine gülmüyormuş eskisi gibi
ve onu yaşlı gözlerinden tanırmış melekler
duyduk ki ağlıyormuş seherlerde
meleklerde
ağlıyormuş halimize
ağlıyormuş halimize