Esmiyor eskisi gibi rüzgâr
Kuraklık ve dur-gun-luk
Çok yorgun hissedip sözlü duvarlar ördüm hayata
Çözülmedi hâlâ
Keyfi bilir anlayacak
Hiç mi keyfi kaçmayacak?
Önce kendine saklayacak
Sonra kendini aklayacak, o
Sonra beni, sonra beni bak gör, o
(…) sonra beni suçlayacak
Hiç suçluluk duymayacak
Dediler bana: 'Duy da inanma.”
Yemedim de yanında da yatmam
Gece gece keyfine keyif katmam
Gece gece kendime kazık atmam, oooh
Kaçmak…
Senin olayın zora düşüp kaçmak
Kolayına kaçıp doyasıya aşk yap
Ayağıma bağlayıp ağır taşlar
Okyanusa it bırak
Batıyorum ne zaman sana yaslansam
Sırtımı dostlar sıvazlar
Hevesim de yok artık inan
Sevesim de yok artık yalandan
Hiçbir şey yerinde durmuyor eskisi gibi…
İsterdim eskisi gibi olsun, oooh
Çocuk mu avutuyorsun? (sen)
Çoğumuz avunuyor (tabii, yersen)
Tozu dumana katıp (beyaz)
Cozutup önünü göremiyor
Çizgiler bulanıyor
Dizginler tutamıyor
Bilsinler utanmıyorum
Ders aldım mı?
Hiç sanmıyorum
Çekerim önüme süngümü
Ve de geçmişime süngeri
Sevdiklerim der 'dön geri”
(Ben) ben, aldım yanıma gölgemi
Bir kaç DM attın, sandın oldu bitti iş
Sabrım taştı, keyfim kaçtı, şarjım bitti bil
Modern zamanlarda aşk mı kaldı?
Azaldıkça promil
Uzaklaşır profil (flu)
Konuşmayız aynı dili (dur)
Yaşıyoruz ayrı trip