ağladım her gece hıçkırarak kendi halime
eskilerden kalma bir burukluk var içimde
bir şeyler çizsem karalasamda deftere
yazılanlara oturur ağlardı o defter bile
takılır kelimeler içten içe yanar boğazda
kelimeler çıkmaz bu yüzden zorlanır o anda
zaman kavramı çalışmaz vaziyettedir şuan
ne yapsam ne etsem bilemem ki sonradan
solgun yüzüm kimseyide görmek istemezdi
biraz yalnız kalmakta bence en iyisiydi
ne kadar iyi olur doğrusu o da bilinmezdi
üstüme gelen duvarla kapışmak üzereydim
derinlerimde hiç tükenmeyen bir burukluk
giderilemeyen bir hüzün sürekli durgunluk
bitmeyecek gibide öyle sessiz ve kuşkulu
tarif edilemeyecek düzeydede içim sorunlu
her yanımda rüzgar eser durmayacak gibi
eskilere bakıyorken sanki bu bir film şeridi
bu arada canlanan bir şeyler yanıma gelirdi
tam sevinecekken yine mutsuzluk çökerdi
bakıyorken eskilere özlem giderilemiyor
gitmiş olanların yerinin hiçbiri dolmuyor
zamansız oluyo her zaman bunu biliyorum
kalbimle orda bin parçaya bölünüyorum
şansı aramak ona ulaşmak daha yok sanırım
içimden diyom şansa ulaşmayı bırakmalıyım
şans gitmiştir uzağa başka ellerdedir artık
ne zaman gelir diye sormayıda bıraktım
bekliyorum sormalarını beklentin ne diye
bundan sonra benim ne beklentim olsun ki
yaşamak bile beni zorlarken neyi beklerim ki
hayatın nasıl bişey olduğunu artık onlarda öğrensin
öğrenmeye başladıklarında alkolizmi arıcaklar
teslim etcekler kendilerini alkole bulayacaklar
bu dünya anca böyle güzel görünür bunu anlayacaklar
yoksa aksi takdirde moral bozukluğu başa bela
zaten giden gidiyo arkada kalanlar üzgün
sakın ağlama deselerde olmuyor düzgün
yerini alamıyor bu saatte hiçbir şey hüznün
içmeye devam diyip tam gazda devam bugün
bakıyorken eskilere özlem giderilemiyor
gitmiş olanların yerinin hiçbiri dolmuyor
zamansız oluyo her zaman bunu biliyorum
kalbimle orda bin parçaya bölünüyorum