Hoş geldin ey şimdiki zamanım,
Geç gönlümün eşiğinden, tam anı.
Hoş geldin her bölümüm, tamamım.
Uzat ömrümün beşiğinden yanağını.
Beni yanlış anla bunu anlama;
Darda olmasam seni de darlamam.
Hayat bir kumarsa eğer kazandım,
İhtiyacım yok seninle zarlara.
Hoş geldin ey ömrümün başı,
Kalbim ıçinde sadece gül yüzünü taşır.
Hoş geldin gönül evimin dört duvarı, taşı;
Seni arar göğsüne vurmak ıçin başım.
Beni unut ama bunu unutma;
Sana muhtaç ıçerimde büyüttüğün umutlar.
Seninleyken ayaklarımın altında tüm bulutlar,
Uyurum da seni seven kalbi uyutmam.
Hoş geldin karadeniz'im, yağmurum,
Kovanımın prensesi, balmumum.
Hoş geldin tarafımdan sevilmenin mağduru,
Gönlümün ortasında sana açık bir bağ durur.
Hoş geldin anadolu''m, toprağım,
Senin bağrındayım hala kopmadım.
Hoş geldin bitkim, örtüm, yaprağım,
İçimde senden başka bir fırtına kopmadı.
Hoş geldin bitkim, örtüm, yaprağım,
İçimde senden başka bir fırtına kopmadı.
Bir derde ıç çekişim, dışa vuruşum,
Hoş geldin çocukluğum, son kuruşum.
Annem sorunca hiç çekişim, zor duruşum.
Hoş geldin en çirkine bile güzeli konduruşum.
Yanında cüce kalırım, sana aşkım devdir;
Sırf sen seviyorsun diye ben kendimi sevdim.
Birlikte dik duralım, dünya boyun eğsin,
Bırak güzel gözlerini, gözlerime değsin.
Her zaman yürüdüğüm okul yolum, dersim,
İyiyim çok şükür, allah ıyiliğini versin.
Gömleğimin en üst düğmesi, düzü, tersi;
Beslenme çantamdaki boş kalan tek yersin.
Hoş geldin İstanbul''um, aşk kentim;
Yurdum, yüz ölçümüm, gönül köprüm, başkentim!
Seninle coğrafyamın gözlerinden yaş geldi,
Hoş geldin de dirilttin bunca yıllık taş kenti...