Abdullah Özdoğan - Karga Тексты

Seksenine merdiven dayamış yaşlı baba ile onu ziyarete gelen kırk beş yaşlarındaki saygın bir iş adamı olan oğlu salonda oturuyorlardı.
Hal hatırdan, çoluk çocuktan, havadan sudan sohbet ettikten sonra oğlu susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti.
O anda oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Yaşlı baba kargaya gülümseyerek biraz baktıktan sonra oğluna sordu; 'Bu ne oğlum?”
Oğlu biraz şaşkın biçimde cevapladı: 'O bir karga baba.Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine sordu: 'Bu ne oğlum?Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı: 'Baba, o bir karga…”
Karga hâlâ pervazda, komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra başını yine onlara çeviriyordu…
Yaşlı baba üçüncü defa sordu: 'Bu ne?”
Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü; 'O bir karga baba, üç oldu soruyorsun. Beni işitmiyor musun?!Yaşlı baba dördüncü defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti;
'Baba, bunu neden yapıyorsun?! Tam dört defadır onun ne olduğunu soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen hâlâ sormaya devam ediyorsun. Sabrımı mı deniyorsun?Babası yüzünde hala bir gülümseme yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve bir defterle döndü. Elindeki bir hatıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu…
Sevgiyle gülümsemeye devam ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve okumasını söyledi.
'Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanı başımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Oğlum, tam yirmi üç defa onun ne olduğunu sordu. Yirmi üç soruşunda da, ona sevgiyle sarılarak, onun bir karga olduğunu söyledim. Rahatsız olmak mı? Hayır! Onun sorusunu masumca tekrar edişi içimi sevgiyle doldurdu…'
Этот текст прочитали 247 раз.