Arkalarına bürünür de yatarlar
çıtırtısını duya duya yanan ateşin
kıvılcımların raksını seyrede seyrede uykuya
varırlar
duman kokusunu çeke çeke genizlerine
alev pırıltıları yalar yüzlerindeki ter tuzunu
daha bir başka görünür sakalları kardeşlerimin
alacakaranlıkta
daha bir başka çatıktır kaşları
daha başka bir tebessüm seyirir gözkapaklarında
daha bir başka heybeti konuk eder pazularında
bileklerinde
daha bir başka söyler türküsünü, ağıdını, marşını
daha bir başka okur kitabını
daha bir başka yazar destanını…
ne ki sevda Hakka sevdalanmaktan özge
ne ki hayat Hakki yaşamadıktan sonra
ne ki kavga Hak yolunda olmayınca
ne ki ölüm, şehadete varmayınca!
ne oyun peşinde kardeşlerim
ne oyuncak ardında
ne macera ,ne monotonluğu kırmak maksat
ne de nam salmak dünyaya
sınır kavgası değil
toprak parçası derdi filan hiç mi hiç
adalet savaşı verdikleri
yalnızca Allaha kul olma sevdası sevdaları…
onca kan,onca ölüm ,onca feryat,onca ateş arasında
kalpleri şefkat güvercinleri kaldırıp kondurur gene de
onca ihanet,onca hıyanet,onca kalleşlik arasında
sadakat türküleri terennüm eder dudakları
Allah'a ve Resulüne
onca kin ,onca nefret ,onca kıyıcılık arasında
merhametli bir nazari esirgemez kuşlara gökyüzünde