ve böylece bıraktın bizi
bitkin, cılız bir eylül
mevsimlerle beraber solmuş
ama aldanış içinde saklı
gözlerini gördüm, bir yerlerde
ölümden yoksun
hava (fırtınanın) ortasında asılı duruyor
katı gözyaşları içinde oyalanıyorum
ormanda bir açık alan, mehtaplı hüzün
yalnız huzurlu gülücükler
ay gibi inatçı gölün kalıntıları
fısıldıyor; 'tüm sözlerin kaygılı'
onlar gibi miyim?
o yas tutan ve arkasını dönenler
o her şeyini verebilecek olanlar
seni tekrar görebilmek için
bir saniyeliğine de olsa
yüzün fotoğraf gibi
beyaza boyalıydı
bunun hakkında pek sık konuşmadık
şimdi ne önemi var?
güz örtüsünden pelerin
gözlerimi diktim, yıldızların loş sekişi
sanırım gitme vaktim
aydınlıkta uyuyorsun
yinede gece ve sessiz su
hala çok karanlık