Bana yine ayrılığın şiiri düştü�
Burası Esenler oto gar ve ben yine bir otobüsün farına olmayacak hayallerimi taktım�
Kapanan kapıların camlarına geleceğin ümidiyle çok baktım�
Tesadüf bu ya belki okursun hayaliyle camların buğusuna kalp çizdim
İçine isimlerimizin baş harfini yazdım�
Tek çift plakalı otobüslere dönersin diye çok dilek tuttum�
Burası İstanbul�
Hayallerinin peşinde koşanların hayallerini yitirenlerin
Hazan rüzgarlarında ayrılığa kalplerini reva görenlerin şehri�
Geçen Nisan�da Esenler oto garının son yolcusu bendim
Gelirsin arzusu ile sonuna kadar bekledim
Peron peron perme perişan gezdim
Avuçlarımda buruş buruş olmuş gece yarısı yolcu biletine gözyaşlarımı sildim
Maalesef bu şehirde özlemlerimi seni ve kalbimi bırakıp
Çaresiz sefil duygularla gidiyordum
İstanbul karanlıktı
Takvim Nisan 1991 derken uzaktan evlerin ışıkları görünüyordu
Her zaman olduğu gibi yine bir hayal bir hayal ki sorma�
Kim ne yaşıyor? Kim neleri kaybetti? Kim kimi seviyor?
Ve sorumlu ve sanki kendi derdi kendine yetmezmiş gibi
Bütün bunları yoksul yüreğine iş edinmiş
Bir bilim adamı sorumluluğu ile kalbime gam dolduruyor
Gözlerimde hüzün çiziyordum
İstanbul�da seni bırakıp giderken ben�
�Solan yaprakla küstüm
Solan yüreğim sustu
Bu şehir sensiz kimsesiz
Benim gibi yorgun çaresiz
Bu şehir sensiz kimsesiz
Benim gibi yorgun çaresiz��
Son çıkışa doğru ilerlerken otobüs uzaktan bir el gördüm sen sandım indim�
Koştum üç beş adım kalası durdum�
Affedersiniz benzettim galiba?
Sessiz ve manidar bir bakış atarak gecenin son uğurlayanı sırtını dönüp gitti�
Koca terminalde sabah yolcularını bekleyen otobüsler
Ben ve birkaç görevliden başka kimse kalmamıştı
Hep merak ederdim oto garlarda banklar üzerinde yatanları
Tek başına bekleyenleri neden buradalar evleri paraları dostları yok mu?
Şimdi en azından bir cevabım ve ciddi bir tecrübem var�
Gece yokluğunda serin geçiyor�
Hatırlar mısın Ankara�da çok sarılıp birlikte umutlarımızın otobüsünü beklerdik
Bazen umutlarımızı alır götürür bazen getirirdi�
Biz en çok gelmeleri severdik
Ben en çok bana gelmeni�
Takmıyorduk hiçbir acıyı ve hiçbir hüznü Sen bendeydin ben sendeydim�
Ellerin ellerimde sıcaklığın kalbimdeydi
Yazdı kış olsa ne yazardı?
Sen olduktan sonra her yer bahardı�
Yağmur yağıyor İstanbul�a yolumun nereye düştüğünü bilmeden yürüyorum
Otogardan ayrılalı çok oldu gün doğuyor İstanbul�a�
Aynı güneşi göreceğiz biraz sonra ve en çok aynı yağmurda ıslanacağımız için seviniyor
O ebemkuşağınıı bekliyorum�
Belki altından son bir kez daha geçersin diye
Bilir misin ikiyüzlüdür sevgili oto garlar sevdalar gibi�
Bir eli tutarken kavuşmanın vereceği sevinci bir eli hep ayrılıkların hüznündedir�
İkiyüzlüdür sevgili otogarlar�
Bilir misin? Umutlarını takıp bir otobüsün farına
Her gördüğün yüzü gelecek diyerek sen zannetmeyi�
Gelmeyeceğini bile bile sürekli açılıp kapanan kapılara bakmayı�
Bilir misin sevgili? Bir yanın zikrederken şimdi otogardan hızla ayrıldığını
Bir yanının gelecek umuduyla kanadığını�
Bilir misin ey sevgili? Ne ölüler kalktı bu İstanbul�dan
Ardında ne ertelenmişlikler ne hüzünler bırakarak�
Ne ölüler kalktı Esenler otobüs terminalinden
Hangi musalla taşına bırakarak tırnak izlerini?
Azrail�in dost olmayan elini tutarak� Ne ölüler kalktı bu İstanbul�dan�
İkiyüzlüdür sevgili oto garlar sevdalar gibi�
Bir eli tutarken kavuşmanın vereceği sevinci bir eli hep ayrılıkların hüznündedir sevgili