Dargınım her şeye, yüreğim kırık,
Aşk diye sunduğun gülün dikenli…
Dayanmaz uğrunda demirden çarık,
Sevdana çağıran yolun dikenli…
Bir yudum mutluluk, bir bardak zehir,
İçmesem bin kahır, içersem ahir,
Çözüldü gönlüme yaptığın sihir,
Üstüme dikilen, çulun dikenli…
Ayrılık, ölümü aratan eza,
Duyguya verilen en büyük ceza,
Yakılan ağıtla, çınladı feza,
Umursuz o tavrın, hâlin dikenli…
Körelen arzuyu, yeşerir sanma,
Zalimse sevgili, adını anma,
Yâre mecnun olmak, güzeldir amma,
Saldığın sahralar, çölün dikenli…
Bir hayal dünyası, gözümde perde,
Özde bir, sözde bir sevgili nerde..?
Seslenir gerçeğin karanlık yerde,
Bozulur sükûnet, dilin dikenli…
Ezelden ebede, her günüm ziyan,
Girdabın içinde seneler bir an,
Aklımı gerçeğe yorduğum zaman,
Masumca uzanan elin dikenli…
Gittin ya, ardında kaldım imkânsız,
Serseri yüreğim şimdi mekânsız,
Oyunmuş demek ki aşkın imansız,
Kapandı perdeler, rolün dikenli…