There are children standing here,
burada duran çocuklar var
Arms outstretched into the sky,
kolları gökyüzüne uzanmış
Tears drying on their face.
gözyaşları yüzlerinde kurumuş
He has been here.
o buradaydı
Brothers lie in shallow graves.
kardeşler sığ mezarlarda yatıyor
Fathers lost without a trace.
babalar bir iz bırakmadan kayıp
A nation blind to their disgrace,
bir ulus yüzkarasını görmezden geliyor..
Since he's been here.
o burada olduğundan beri
And I see no bravery,
ve ben cesaret göremiyorum
No bravery in your eyes anymore.
gözlerinde cesaret göremiyorum
Only sadness.
sadece üzüntü(görüyorum)
Houses burnt beyond repair.
evler onarılamayacak kadar yandı
The smell of death is in the air.
ölüm kokusu havada
A woman weeping in despair says,
ümitsizlik içinde ağlayan kadın söylüyor;
He has been here.
o buradaydı
Tracer lighting up the sky.
bomba gökyüzünü aydınlatıyor
It's another families' turn to die.
bu başka bir ailenin ölüme gidişi
A child afraid to even cry out says,
ağlamaya bile korkan çocuk söylüyor
He has been here.
o burdaydı
And I see no bravery,
ve ben cesaret göremiyorum
No bravery in your eyes anymore.
gözlerinde cesaret göremiyorum
Only sadness.
sadece üzüntü(görüyorum)
There are children standing here,
Orada duran çocuklar var
Arms outstretched into the sky,
Kolları gökyüzüne uzanmış
But no one asks the question why,
Fakat kimse niye diye sormuyor
He has been here.
O buradaydı..
Old men kneel to accept their fate.
Yaşlı adamlar kaderlerini kabullenmiş diz çöküyor...
Wives and daughters cut and raped.
Kadınlar ve kızları kesilip tecavüze uğruyor..
A generation drenched in hate.
Bir jenerasyon nefrete bürünmüş...
Says, he has been here.
O buradaydı diyor..
And I see no bravery,
ve ben cesaret göremiyorum
No bravery in your eyes anymore.
gözlerinde cesaret göremiyorum
Only sadness.
sadece üzüntü(görüyorum)
by suna(en doğru çevrilmiş hali diğeri çok yanlıştı...)