günaydın istanbul gözlerim açıldı yine koynunda
güneş kayıp bi kolyen gibi dolanmışken boynumda
göz kapaklarımda sana ait geç kalınmış bi elveda
hoşgeldin diyo şimdi vuslata gebe bi umutla
gayri meşru duyguların esiri oldum bende kısa zamanda
bi çift gözbebeğine taptım kalbimdeki prangalarla
hayatın feleğine düşmüşüm zaten şansa muhtaç umutlarla
yokluğun ısıtıo ellerimi artık soğuk gecenin boşluğunda
içimde kalan sevgim bile inan seni düşlüyo
düşlerimde ki karekterler hepsi sana benziyo
hayallerde boşluk geceler mi sade karanlık
kalbimdeki her yol senin sokaklarından geçiyo
kalbi mahkum etti senin gözlerin müebbet isterim
yardım istedi ellerim oysa avukatımdı sözlerin
başkasına nazım geçmesin aşkı senle istedim
çok mu şey istedim lafta kalmasın emeklerim
öznesiydim eskiden kurduğun her bi cümlenin
ve unutma gözlerimde birleşirdi senin suretin
gözlerimin hapishanesinde çizdiğim en güzel resim
acılarımın toplamı hep topu bi tane o da sensin
martılar gökyüzünde güzel sen gel benimle
bi bakışına tamamım zaten küçük bi tebessüme
bırakıp gitme sende ışıklar sönünce
gitme yalnızlık zor tek başına bu şehirde
elimde kalan boş bi oda eski bi kaç hatıra
seferi bi göçmenim zaten umutsuz sevdalara
talihim küskün bana garantim de yok ki yarına
ilaçsız bi hastayım ben tedavim yok yarınlarda
sen gidince buralardan duygum kalpte sıkışır
beklemelerimi yollar alır umutlarım yolda kalır
sen gidince buralardan güneş bile sessiz kalır
geçmişim zaten ipotekte gelecek te tam bi sır
her durakta bi kalp bıraktım ben bu hayat yolunda
bi kez bile dinlemedim kendimi devam ettim yolumda
pause düğmesi yokmuş hayat denen bu oyunda
kefilim yok artık bu hayatta işledğim günahlara
dünya döner zaten biz bakarız arkasından hayallerin
gözler söner birden anlamayız asla uğrunda ölenlerin
yokluğunda miras kalır bana yağmurun sesi
kalbim ellerinde eriyen küçük bi kar tanesi