gittin
ayrılırken buz tutmuştu ellerin
terk ettin
çaresi yoktu artık soğumuştu kalbin
dudaklarımda sıradan sözcükler
vedalaşmayı bile beceremedik aslında
alnımda duran o ince çizgiler
ve sana bakan son bir bakış kaldı arkanda
dudaklarımda sıradan sözcükler
vedalaşmayı bile beceremedik aslında
alnımda duran o ince çizgiler
ve sana bakan son bir bakış kaldı
arkanda
gittin
içimde kaldı ayrılık
gittin
bak yok artık ne bir ışık ne aydınlık,
terk ettin
kalbimde yara aldı
terk ettin
bak bir etrafına her taraf karanlık
herkes düzmece bir yalana büründü
benden önce
herşey düzmece bir oyuna gömüldü
senden sonra
içimde parçalarca aşkın kaldı
benimle olan
benimle kalan,
kalbimde yığınlarca hatıran kaldı
ve de hâlâ sözcükler kelimeler cümleler var
benimle konuşan
tenimde bedenimde
ve de her yerimde
hepsi de dışarı çıkıp korkuttular beni
aynalara bakamaz oldum
hiçbir şey avutmadı beni
yaşamıma sığmayan bir şey kaldı
içimde
ayrılık çoğalarak girdi günlerime gecelerime
senden başka kim bilebilir ki
benim hâlimi,
ayrılık artarak beni hapsetti içine
hâlim şimdi perperişan
görünüyor
ve sonbahar hüznüne benziyor pencerede
senden başka kim beni anlayabilir ki.