İstanbul�un köhne yerinde
Gecekondu mahallesinin birinde
Dünyaya açtı gözlerini Selma..
Babasının üçüncü kızıydı
Anasının tekne kazıntısı
Çocukken bile mikrofonu elinde
Ablasının Rumeli gözlerinde
Hayatının oyununu oynardı
Ve serpildi
Büyüdü yaşından önce..
17sinde istediler Selma�yı
Gözleri mavi
Kendi mahur güzeli..
Oysa Selma aklını çoktan terk etmişti
Gecelerin gizemli rengini..
Kaçtı evden bi gece deli kız
Hayalleri yoldaş oldu kendine
O sokak senin,bu sokak benim..
Üstüne sabah pisledi sonra
Uyandığında Beyoğlu çıplaktı
Ve Selma
O da çıplaktı..
İstanbul�u giydi üstüne..
Ah Selma!
Küfrünü sevdi hayatın..
Yıllar ona 3 adım öteden attı
Ve bi İstanbul kadar mazi bıraktı arkasında..
Elbet sebebi vardı Selma�nın
Ki herkesin sebebi
Yaslı hayatım roman olurdu ..
Değimliydi zaten
Herkes oyuncu..
Rumeli gibi işvesi dökülürdü
Bi demin ıslık arkasından
Yol uzadı, zaman bitti..
Gecesi hiç karsız geçmedi
Ah Selma ah,
Küfrünü sevdi hayatın..
Mezelerin en güzel mezesi
Kıçı kırık bi şiirde bile
Güzel duruyor ismi�
Raffine:
İstanbul çaldı onu
Saftı üstelik
2 adımlık yolu koştu
Ayaklarından muzdarip
Derin bir hali vardı gözlerinden okunan
Bizim Selma uçar akıllı ne yapsın garip
Mavi gözlerinde deniz yok artık şaşkınım
Nedenli değişmiş
Sanki bir bataklık..
O pisliği seçmiş, geçmişini silmiş
Ve yeni bi sayfa açmış aklınca
Rengi kapkara
Hayat ona devamlı küfrederdi
Alıştı..
Ne olduysa o zaman oldu ahlaklığıyla tanıştı
Bir de özgürlüğüne düşkündü ki sorma
Hep onun olsun bu günler
Bir de baktı soldu güller
Rüyalarına girerdi renkli geceler
Olsa olsa düş kurar dediler
Kaçıp giderdi
Bilemediler..
Uyandığında çıplaktı
Bi vitrinden kendine baktı
İstanbul�la kol kola girdiler..
Durdur onu
Onda gurur ne gezer
Bir gün o da bezer
İçimdesin..
Sordun mu nesin?
Bir bilsen söylerdim kesin �