Karlı bir dağ resmindeki iki yanlız aşıklardık
YaşlI amcanın yürüyen atları üzerinde
Yağmurlar kadar ıslaktı kış dalındaki hüzünlerimiz
Zorunlu ayrılıklara düştüğümüzde
Temmuz akşamlarının mistik gölgelerinde
Konuşup şarkılar söylerdik cırcır böcekleri kadar
Sevişmeler eşliğinde kendimizden geçerdik
Tatlı şaraplar tüketti gönül çanaklarımız
Yerler ve gökler oldu hep ikimize ağlayan
Yaşlı teyzenin sıcak ve mutlu börekleri gibi
Yıldızlar altındA ebedileşen ruhlardık
Birbirine bağlıydı ölüm ve yaşam
Deli sarmaşıklar denli özgür ve büyülü
Yarımdı sevinçleri ellerimizi buluşturan zamanlarımın
Efsanevi sevgilileri var eden tarihler kadar
Adınaydı benim bütün şarkılarım