Yollarda kime rastlasanız; çıkartıp onun fotoğrafını gösterirsiniz.
‘Bu insanı tanıyor musunuz, buralardan geçti mi?' diye sorarsınız.
Aslında kaybolan o değil, siz.
Aslında o diye sorduğunuz, kendinizdir.
Yüzüme gölgeler iner, karanlığımı duymazsın.
Üşürken gece kuşları, sıcaklığımı duymazsın.
Kapının ardında ben varım, ağladığımı duymazsın.
İçimden anneler geçer, kırıldığımı duymazsın.
Umudumuz, umudumuz yarındır; uçan gemiler alacak bizi.
Umudumuz, umudumuz gökyüzü; bulutlarıyla saracak bizi.
Öyle sessizce yürür, öyle kimsesiz giderim ki,
Kapının önünden bile geçip gittiğimi duymazsın.
Öyle sessiz sessiz yaşarım ki yaşadığımı duymazsın.
Denizler büyürken yüreğimde, eskidiğimi duymazsın.
Umudumuz, umudumuz yarındır; uçan gemiler alacak bizi.
Umudumuz, umudumuz gökyüzü; bulutlarıyla saracak bizi.
Benim düşlerimde sarı, sıcak uçurtmalar, balonlar.
Yeni kesilmiş kumaşlar, pantolonlar, ayakkabılar.
Sağım, solum, önüm, arkam gökkuşağından bahçeler.
Kulaklarımda cıvıl cıvıl şarkılar, oyunlar, sesler.
Umudumuz, umudumuz yarındır; uçan gemiler alacak bizi.
Umudumuz, umudumuz gökyüzü; bulutlarıyla saracak bizi.