Yüreği parça parça ağlıyordu
Son bir gayretle çöktü
Duvarın dibine ...
Tatlı bir tebessüm ayırıyordu
Kırgın yüreğini
Umut ışıklı gözlerinden
Sisler arasında
Gördüğü bir güzeldi
Giderken anıları
Gözlerinin önündeydi
Tatlı bir rüzgar esti
Kendine geliyordu
Kırılan yüreği
Canlandı birden
Zaman tüneline girmiş gibiyim
Gece karanlık ve sessizlik
Sürüyordu...
Usulca doğruldu
Korkar gibiydi
Tuttu sıcacık ellerimi
Sanki rüya görüyordu
Sisler arasında
Gördüğü bir güzeldi
Giderken anıları
Gözlerinin önündeydi
Tatlı bir tebessüm
Dondu dudaklarında
Kırılan bir saz gibi
İçli bir şarkı gibi
Hoşçakal dostum benim, hoşçakal
Can dostum seninle dolu göğsüm
Çok önceden belirlenen bu ayrılık,
Buluşmayı vaad ediyor ileride birgün.
Gün gelir yürekte , hüzünde söner artık
Ne mutluluğun ne acıların olduğu bir yerde
Düşlerde , anımsayışlar da silinir gitgide
Kalır sadece herşeyi bağışlatan bir uzaklık
Hoşçakal , hoşçakal dostum
El sıkışmadan konuşmadan
Hüzünlenme ve eğme kaşlarını umutsuzca
Yeni birşey değil ki ölüp gitmek bu yaşamdan
Ama yaşamakta daha yeni değil ki kuşkusuz
Hoşçakal , hoşçakal dostum...