Aşığım dağlara ya dost kurulu tahtım
Çobanlar bağrımı deler de geçer
Günümü gün eden şu kara bahtım
Engin gurbetlerden çağlar da geçer
Hasretle geçirip gezdiğim yerler
Vahşi kuş sesleri yaban gülleri
Bazen akpınar'a inen bir peri
İnce yollarımı bağlar da geçer
Örtse gözlerimi sonsuz bir dünya
Mezarım dağlara ya dost kalsa yadigar
Gönlümü çiğneyip giden o vefasız
Belki mezarımdan ağlar da geçer